MESAJ - Uluslararası Nakliyeciler Derneği
BAŞKANIN MESAJI

mesaj.jpg

Türkiye olarak yüzyıllardır ticaret yollarının kalbinde yer alan bir ülkeyiz. Kervan yollarının kavşağı, İpek Yolu’nun geçişi olan bu topraklar, bugün de Orta Koridor’un, Kalkınma Yolu’nun ve Zengezur Koridoru’nun merkezinde yer alarak küresel lojistiğin en kritik omurgalarından biri hâline gelmiştir. Ancak artık çok iyi biliyoruz ki bir ülkenin koridor üzerindeki konumu kadar, bu konumu nasıl yönettiği de belirleyici olmaktadır.

Bugün dünya ticaretinin ritmi değişirken, rekabet yalnızca mesafe üzerinden değil; hız, entegrasyon, veri uyumu ve işletme zekâsı üzerinden şekilleniyor. Gümrük süreçlerinde kaybedilen her fazladan günün ihracatı yüzde bir azalttığını gösteren uluslararası araştırmalar, sınırda bekleyen her aracın ülkeye görünmez bir vergi yükü getirdiğini ortaya koymaktadır. Dünya Ticaret Örgütü’nün analizleri ise Ticaret Kolaylaştırma Anlaşması tam uygulandığında maliyetlerin yüzde 14’ten fazla düştüğünü gösteriyor.
Bu rakamlar bize basit ama güçlü bir gerçeği hatırlatıyor: Türkiye’nin büyümesinin en hızlı yolu, zamanı geri kazanmaktır.

Değerli meslektaşlarım,
Bugün ulaştırma dünyası artık modların rekabetine değil, modların birbirini tamamladığı bir uyum sistemine dayanıyor. Multimodal taşımacılığın başlangıcı ve bitişi karayoludur. İlk ve son kilometresi zayıf olan hiçbir ülke, en gelişmiş hattı dahi verimli kullanamaz. Bu nedenle intermodal tasarımı güçlendirmek, karayolunun esnekliğini verimliliğe dönüştüren en önemli adımdır.


Ray kapasitesi, terminal verimliliği ve modlar arası geçişi tek bir sistem olarak ele almadığımız sürece, darboğazlar kendiliğinden çözülmez. Gümrük süreçleri ise bu yapının en kırılgan halkasıdır. X-ray kapasitesinin yeterli olması, muayene alanlarının güçlü planlanması ve iç gümrük–antrepo–sınır–liman hattının tek merkezden senkronize yönetilmesi artık bir tercih değil; sektörün sürdürülebilirliği için zorunluluktur.

Bugün Türkiye’nin yalnızca koridorların üzerinden geçen bir ülke olması yeterli değildir. Türkiye, koridorların beynini yöneten, modların ritmini belirleyen ve kararların alındığı merkez ülke olmalıdır. OECD ve Dünya Bankası’nın çalışmalarında yer alan veriler, lojistik performanstaki iyileşmenin ihracatı ve büyümeyi çarpan etkisiyle artırdığını göstermektedir. Lojistik performansta yüzde 10’luk bir artışın, ihracatta yüzde 60–70’lere varan büyümeyi tetikleyebilmesi, sektörümüzün ülke ekonomisi için ne kadar kritik bir kaldıraç olduğunu kanıtlıyor.

Değerli dostlarım, sevgili meslektaşlarım,
Türkiye’nin bunu başaracak iradesi, altyapısı, insan kaynağı ve sektörel kapasitesi fazlasıyla mevcuttur. Yeter ki birlikte hareket edelim; tek veri, tek masa, tek ritim anlayışıyla ilerleyelim. Koordinasyonun gücünü arttırdığımız her adım, ülkemizin küresel ticaretteki ağırlığını büyütecek; refahı, istihdamı ve etkinliği artıracaktır.
Türkiye artık lojistikte sadece bir geçiş ülkesi olmakla yetinemez; yön veren, standart belirleyen, bölgesel kararların alındığı bir merkez olmak zorundadır.

Buna inanıyoruz, bunu başaracak güç ve irade sektörümüzde mevcuttur.

Saygılarımla

Şerafettin ARAS
UND Yönetim Kurulu Başkanı

Kasım 2025